21 Aralık 2010 Salı

Futbolcu Tanımaz Balotelli

Şahsi kanaatimce Gascoigne abimizden sonraki en bıçkın delikanlı Balotelli gene bombayı patlatmış. De Gea , Wilshere , Lukaku gibi oyuncuların adayı olduğu "Altın Çocuk" ödülleriyle ilgili açıklama yapmış. Adam "Wilshere'i tanımıyorum bu genç Arsenal'de oynuyormuş. Ee benim gibi fiyakalı da değil. Ödülü aldıktan sonra onla tanışırken ödülümü gösteririm ufaklığa." gibisinden laflar söylemiş. Adamsın Balotelli sen Messi'yi C.Ronaldo'yu bile tanımazsın helal sana !

Allah Allah !

Aziz Yıldırım ve Arda Turan bir açılışa katıldılar Etiler'de. Tabiki Emre, Sabri, Hakan Arıkan, Necip Uysal gibi oyuncular da katılmış. Olay burasına kadar iyi hoş. Şimdi bombaya gelelim: Yıldırım Arda'ta "ulan Arda" demiş. Tabiki bunun resmi bir olayı yok medya yine sallamış. Adnan Polat 'asosyal yaşasın' demiş sözde. uA taraftar sitesinde haber çıkmış bir de pazubandı alınsın bu olaydan sonra diye. Baktım yok. Yine medya fişeklemiş bizim gariban halkımızı onlar da gaza gelip Arda'ya laf sokuşturmuşlar. Yazık vallahi yazık medya artık şempanzelik yapmaya başladı desem yeridir.

20 Aralık 2010 Pazartesi

Geçmiş Olsun Lefter!

85 yaşındaki büyük efsane Atina'dan İstanbul'a getirilmiş. Durumu iyice ağırlaşmış durumda. Bu büyük efsaneyi bu gününde yalnız bırakmamak adına bir nebze kalbini ferah tutması için Fenerbahçe'li yöneticiler ziyaret etmişlerdi. Ben de bir Galatasaray taraftarı olarak bu büyük efsaneye geçmiş olsun dileklerimi sunmak isterim. Geçmiş olsun Lefter umarım kısa zamanda iyileşirsin ..

Beşiktaş'tan Yeni Forma

Beşiktaş'ın 4. forması da belli oldu. Aslında şekil olarak güzel ama biraz kaleci formasını andırmadı da değil hani.

19 Aralık 2010 Pazar

Yavaş Yavaş

Takımın hali ortada. Kaç haftadır galibiyet yok ve oyuncular resmen sahaya küstü. Takım aslında ilk lige çıktığı zamanlar çok iyiydi ama sonra anlaşılmıştı Bank Asya'da ömür çürüteceği. Üstüne bir de Arif Dağlar ve Hüseyin Kurt takımı iyice batırınca yine o eski günlere geri dönmesin diye dua ediyorduk ama eski günler çok yakın. Takımdaki bariz santrafor sorununa hala çare üretilmiş değil. Takımın İskender gittikten sonra düşüşe geçmesi çok normal bir şey. Bari Yaser gelse de eski günlerindeki gibi takımı sırtlasa bir tane de yanına partner bulup. Takım yavaş yavaş erimeden bir santrafor olsa şuanki durumdan kurtulsa Kartal. Keşke ...

Meşhur Medyamız (!) ve Son Kurbanları


Geçen haftaki Ankaragü
cü mağlubiyeti Fener camiasında şok etkisi yaratmıştı. Gergin havada geçen maçın ardından medya hafta içi boyunca Aykut Kocaman yerine teknik direktör getirmeye başlamıştı. Yönetim geçenlerde sert bir cevapla reddetti ve Aykut Kocaman da fena halde patladı: Yapamayacağımı anlarsam, hiç bir kuvvet beni burada tutamaz.

Artık o kadar çok adamın üstüne geldiler ki adam gelse 2-3 tane gazeteciyi pata küte dövse anca rahatlar. Hali hoş Fener ne Galatasaray ne de Beşiktaş kadar kötü bir durumda. Şu an Trabzon ile arasında 9 puan bulunmakta.

Galatasaray'ın o müthiç yönetimi(!) ki başta transfer sihirbazı Adnan Sezgin bulunur, takımı mahvettiler ve medyamız yine müthiş bir hamlede bulunarak takımın başına Zico ve ya Lucescu gelcek diye başlık atmaya başladılar. Hoş Lucescu bunca lafın üzerine milyar dolarlar döksek gelmez. Ama medyamız getirmiş bile takımın başına hocayı.

Hazır bu medyamız oldukça Türk futbolu arpa boyu yol gidemez !

Galip de gelirmişiz

Anıl Dilaver 1990 doğumlu. Takımda forvet kalmayınca hatta ve hatta etkili bir forvet olmayınca a takımla maça çıktı bugün. Golünü de attı ki her ne kadar kötü takım olsa da Konya, 3 puan alabilmek başarıydı. Ayrıca bu oyuncu alt yapıdan gelme. Hani bu bizim bozuk para niyetine savurduğumuz alt yapı var ya, işte oradan. Bu akşam takımın yıldızıydı ve golsüz de yapamazdı. Attı golünü 3 puanı aldık. Demek ki neymiş parayla saadet olmazmış yıldızı illa kendimiz getirmemeli kendimiz de yapabilirmişiz. Bu cümlem tüm o yıldız için takım tutan taraftarlara gelsin.

Buraya Kadarmış

Bundesliga'da açık ara lider konumunda olan Dortmund hız kesti bir anda. Tabii bu durum doğal karşılanmalıdır ki, hafta içi Sevilla ile berabere kalıp AL'den şanssız bir şekilde elendi. Bu moralsizliğin üstüne yorgunluk da eklenince maçı berabere bitirmesi bile şanstı. Ama olmadı. Skibbe'nin lider deviren takımı yine bir lidere çelme çaktı Gekas ile. Bu arada geçen sezon kimsenin istemediği Gekas bu sezon Skibbe'nin elinde yeniden doğdu ve bu sezon 14 gol ile Cissé'nin önünde birinci sırayı kaptı. Mainz ise dün St. Pauli'yi 4-2 yenerek bu farkı biraz olsun indirmeye çalıştı. Bakalım son Bundesliga'da son hafta neler olacak. Bekliyoruz ...

16 Aralık 2010 Perşembe

İlginç Benzetmeler





İnternette turlarken rastladım resimlere. Seçtim seçiştirdim ve cuk diye oturanları bir paylaşayım dedim:
1-) Phil Neville - T-Bag
2-) Mourinho - Gregory House (İşte bu karakter olarak tam oturmuş. Benzetenin al
nından öperim)
3-) Fabregas - Sylar

Ve en bombası..
4-) Tevez - Ugly Betty

İşte bu resim sözün bittiği noktadır. Yahu arkadaş, bir insan bu kadar mı benzer ya bir tek kaşlar ve yüzündeki nokta yok o kadar.

15 Aralık 2010 Çarşamba

Javier Zanetti ..

Javier Zanetti .. 37 yaşında ve 37. yaşında Şampiyonlar Ligin'de attığı gol ile turnuvanın en yaşlı gol atan oyuncusu unvanını kaptı (Bu rekor önceleri Paolo Maldini'nin elindeydi. 36 yaş). Bu akşam da FIFA Dünya Kulüpler Kupası'nda gol atarak orda da en yaşlı golcü ünvanını aldı. Büyüksün Zanetti. Inter'de yerin doldurulamaz.

11 Aralık 2010 Cumartesi

Olmadı

Olmadı. Yapamadık. Gençlerbirliği'ne karşı aynı kadroyla karşı koyamadık. Ligin ortasından kurtulmak için büyük şanstı ama "süper stoperimiz" Gökhan Zan bi ton inciri mahvetti. Golden sonra yüklendik yüklenmesine ama nafile. Golü bulcaz yaklaştık ha gayret derken Gençlerbirliği golü buldu o dakikadan sonra maçtan kopup başka alemlere gittim maçı izlemeye yüreğim dayanmadı.
Bugün oyuncular uyucak yarın sabah izinlidirler eyvallah tamam. Onları bağlayan bir şey yok kaç haftadır bağlamadığı gibi(belki bazı oyuncular hariç). Olan taraftara oldu. Bu soğuk havada , bu fiyatlara rağmen gittiler oraya takımı bu soğuk havada desteklediler. Performansından şüphe ettiğim için iyi ki gitmemişim o parayı vermemişim.
Tüm bunlar bir yana, bu futbolla değil TTArena'ya halı sahaya bile gidilmez. Bizi daha kötü günler bekliyor. Önceki yazımı unutun tünelin ucu karanlık. Doğru transfer yapılmadıkça ya da yönetim suçunu anlamadıkça o karanlık tünelin sonu bataklık.

6 Aralık 2010 Pazartesi

Tünelin Ucu Gözüktü mü ?

Cim-Bom şuan kaynar kazan halinde. Yönetim ile taraftarların arası Adnan Sezgin'den dolayı açık. Bu hatalara karşı yüzsüzce "Takım sahipsiz değil" lafları yapan yönetim iyice sinirleri germeye başladı bile. Öyle ki rahmetli Özhan Canaydın'ı anma gününde bile muhalefet ve eski yöneticiler Adnan Polat ve ekibini istifaya davet etti. Anma gününde sadece takım içindeki siyaset konuşuldu.

Öte yandan bakılınca yeniçeriler tarafından düşürülen Rijkaard'dan sonra gelen Hagi döneminde tek parlayan umut ışığı Fenerbahçe karşısında alınan beraberlikti. Ardından alınan M.P. Antalya Spor maçından sonra iyice havaya girmişti gibi sanılıyordu. Ancak planlar tutmadı ve Galatasaray o maçtan sonra ard arda yenilerek puan cetvelinde 10. sıraya oturdu. Beşiktaş karşısında alınan mağlubiyetten sonra nolcak bu Hagi'nin hali diye sorarken Kasımpaşa galibiyetiyle bir nebze olsun yürekleri ferahlattı.Ve bu galibiyetten sonra seriye söz verdi:"Bu takım ayağa kalkacak."

Ligde son 2 haftaya girildi. Bu süre boyunca alınan galibiyetler takımı yükseltecektir. Asıl soru ise; Hagi kimlerin gelmesini, gitmesini isteyecek? Bunu hep birlikte göreceğiz.

Ayıp !

Dün akşamdan bir resim. Ayıptır , yazıktır. Gerçekten de liseli pankartı olduğu belli olmakta. Tek 'Comandante' Hagi'dir ve bu değişmez de.